Nuran YILDIZ

İLKER BAŞBUĞ’UN TANIK LİSTESİ

----- 20.09.2012 - 16:55 -----

Bir gün önce “Tarafsız Bölge”de “Odatv davası”nda aylarca tutuklu kalıp sonra bırakılan Barış’ları dinliyorum. Bir türlü gelmeyen adaleti beklerken yaşadıklarını, düşündüklerini.

Salıverilme ile televizyona çıkma arasındaki iki günlük kısacık sürede nasıl o kadar güç toplayabildiklerine şaşırıyorum.

Ertesi gün, hissettiklerimi Barış Pehlivan’la paylaşıyorum, telefonda. Bir kısımlarının içerde, Silivri’de kalmasına üzülmekten dışarıda olduğu için sevinmeye utanıyordu.

Bir gün sonra. Sky360’da, Hilmi Hacaloğlu’nun konuğu İlkay Sezer’i dinliyorum. İlker Başbuğ’un avukatı.

Tutuklu Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un avukatı. (“Emekli” ifadesini bilerek kullanmıyorum, çünkü askeri jargonda komutan sıfatı daimidir.)

Genelkurmay Başkanı’yken “terör örgütü yönetmek”le suçlanan İlker Başbuğ’un avukatı.

Avukat Sezer “Müvekkilim devlet yönetimini baskı altına almakla suçlanıyor” diyor, “Oysa baskı altına alındığı iddia edilen Hükümetin Başbakanı açıklama yapıyor, ‘biz kendisiyle uyumlu çalıştık, tutuklanmaması gerekir’ diyor.”

İlkay Sezer, 28 Mayıs 2012’de Mahkemeye sundukları tanık listesindeki isimleri sıralıyor:

Abdullah Gül. Cumhurbaşkanı.

R. Tayyip Erdoğan. Başbakan.

Görevi süresindeki TBMM Başkanları.

Avukat Sezer ekliyor: “Dünyada devleti baskı altına almakla suçlanıp da baskı altına alındığı iddia edilen kişileri tanık gösteren başka bir dava örneği yoktur.”

Cumhurbaşkanın, Başbakanın, bakanların, baroların, en önemli hukukçuların, akademisyenlerin, gazetecilerin, sokaktaki insanın gördüğü gerçeği mahkeme kararlarında görmek için daha ne kadar beklenecek? Bilen biri söylesin.

CHP’NİN İLANI SİYASAL İLETİŞİMDE SAÇMALIK ÖDÜLÜ ALABİLİR

CHP’nin “Tarihe Not Düşüyoruz” ilanını, “en saçma siyasal iletişim ödülü”ne aday gösteriyorum. Saçmalıkta en yakın rakibine fark atacaktır, eminim.

Neden mi?

Birincisi, bir siyasi partinin görevi tarihe not düşmek değildir, tarihi değiştirmektir. Aksi halde ya kendileri kapanır, ya da halk kapatır.

İkincisi, upuzun metinden anlaşılıyor ki, temelde seçmen genişlemesi diye bir dertleri yok. Halâ okumaya hevesli, entelektüel meraklı seçmeni hedefliyorlar.

Üçüncüsü, uzun metinde yeni bir tek sözcük ve kavram yok. Aynı şeyleri farklı biçimde sıralamak için reklama onca para dökülür mü?

Dördüncüsü, Mustafa Kemal’in partisinde, Mustafa Kemal bir tür yasak savma babından son paragrafa sıkıştırılmış izlenimi veriyor.

Beşincisi, bir taraftan CHP Genel Başkanı Menderes’e doğru genişliyor, bir taraftan verilen ilanın yayınlanacağı gazetelerde ayrım yapılıyor.

Sormazsam öleceğim: CHP’nin siyasal iletişiminden sorumlu olanlar, ne yaptıklarının farkındalar mı?

BİRİ BU ASLANI ÖLDÜRSÜN!

Panik yapmayın! Beni hemen hayvan düşmanlığıyla suçlamayın.

Kastım ne ormanların kralı namıyla ormanlarda dolanan aslan, ne de futbolun kralı namıyla sahalarda top koşturan aslan.

Ölmesini şiddetle istediğim aslan ING Bank’ın camgöz logo karakteri.
Siz de aniden karşınızda görünce paniklemiyor musunuz?

Ürkütücü, korkutucu, itici bulmuyor musunuz?

Bu kadar sevimsiz bir figürü ING’ye kabul ettirmenin gerekçesi nedir? Yoksa ING Bank Türkiye’deki mudilerini düşüncelerini hiç önemsemeyecek kadar küçük mü görüyor?

AKLIMDA KALAN

Kendime yazdığım “Bu film kesinlikle izlenecek” notu: Sinemaya gidip Türk filmi izlediğim çok nadirdir. Yüzeysel senaryoları, kötü film isimleri, iyi olduğu için değil moda olduğu için seçilmiş üfürük oyuncuları vardır. Ama bu kez “Toprağın Çocukları”nı mutlaka sinemada izleyeceğim. Adının kötülüğü, oyuncularının iddiasızlığı umurumda bile değil! Hepsi gönüllü oynadığı için önlerinde eğilmeyi hak ediyorlar. Son yıllarda, Türkiye’nin kuruluş sürecindeki yoksulluğunu, kimsesizliğini, zoru başarmışlığını unutturup, karalamaya kalkanların görmezden geldiği destanlardan birini konu edindiği için. Köy Enstitülerini anlattığı için. Bir harfi öğrenenin, öğrendiğini başkasına da öğretmeye çalıştığı, birlikte gelişmenin, yoktan var olabilmenin kanıtı Köy Enstitüleri. Doktor, mühendis olmayı başaran köy çocukları mucizesinin gerekçesi Köy Enstitüleri. Bu filmi siz de izleyin. Kapatılmasının ülkemize verdiği zarara iç geçirin. Çok değil, bir kuşak öncenizde hepinizin ailesinde bir Köy Enstitülü mutlaka vardır, asilzade değilseniz. Onlara selam olsun diye, nereden nereye geldiğimizi hatırlamak için. Köy Enstitülerinde bu ülke için emek verenlerin anısına. Bugün başımıza gelenlere inat, çoluğunuzu, çocuğunuzu toparlayıp bu filme fazla geç olmadan gidin. Erken gidin ki, ilgisizlikten, gişesizlikten gösterimden kaldırılmasın. Hatırlayın bu ülkenin yokluklarda neler yaptığını. Hatırlatın. Tarihe sessizce gömülen kahramanlar önünde saygıyla eğilin. Ben öyle yapacağım.