Nuran YILDIZ

YAS TUTMANIN ZAMANIDIR…

----- 10.11.2009 - 00:01 -----

Biz eskiden her 10 Kasım yas tutardık. Beyaz yakalarımızı çıkarırdık, kara önlüklerimizle kalırdık.

Törenlerde ağlardık. İç çekerek akardı gözyaşları büyüğümüzün de küçüğümüzün de.. Kendimizi öksüz hissederdik. Atamıza nasıl daha layık bir insan oluruz sorgulaması yaşanırdı içimizde.

Sonra bir gün bize dediler ki “Artık yas tutmak yok!”

Atamızı gülerek, sevinçle, umutla anmalıymışız. O’na yapılacak en büyük bağlılık böyle olurmuş. Öyle dediler.

10 Kasım’larda Ata’ya ağlamak Anıtkabir’deki nöbetçi askerin gözlerinde kaldı bir tek.

Dolmabahçe’de yatağının başında nöbet tutan askerin gözlerine hapsettik Ata için dökülen gözyaşlarımızı.

Biz Ata’nın öldüğü gün televizyonlarda şarkılı türkülü eğlencelere dalarken her gün gibi, onlar Ata’nın fikirlerini bir bir sildiler zihinlerimizden…

Boş çuvallara döndük, dik duramayışımız ondan!

AKLIMDA KALAN

Mustafa Kemal sevgisini dışa vurma ihtiyacı: Otomobiller görüyorum yollarda, camlarında ya Atatürk fotoğrafının ya da imzasının yapıştırıldığı. Yanlış anlaşılma tehlikesini göze alıp gülücük gönderiyorum hepsine tek tek. Genç adamlar ve genç kızlar görüyorum bedenlerinin en görünen yerine Atatürk imzasını döğme yaptırmışlar. Atatürk baskılı tişörtler satılıyor mağazalarda. Bir yandan düşünüyorum neden “içimizdeki Atatürk’ü dışa vurmak” ihtiyacı duyuyoruz biz? Sonra aklıma e-posta kutuma düşen bir not geliyor: “Türk insanı para gibidir, ışığa tut, içinde Atatürk yoksa sahtedir…”